PORTAKAL
Portakal, Erzin yöresinde son yıllarda halkın çok büyük atılım yaptığı ayrıcalıklı ve ilginç bir tarım ürünüdür. Bölgede ekonomik ağırlığını ispat eden portakalın tanıtılması gerektiği inancındayız.
Fransızca(187) “PORTUGAL”(Portekiz) kelimesinden türetilmiştir. Meyve, Trunçgiller familyasından olup, ilmi adı “Citrusaurantium”dır. Portakal bitkisi, ikiçenekliler (Dicotyledoneae)(188) sınıfının,Turunçgiller (Citraceae veya Rutaceae) familyasının, Limon (Citrus) cinsindendir.
Portakalın ana vatanı, Hindistan ile Çin arasında bulunan doğu Asya ülkeleridir. Portakalın Akdeniz bölgesine yayılmasını(189) Araplar X. Yüzyıldan sonra sağlamışlardır. Portekiz ve Cenova'lılar, Akdenizin batısına doğru Avrupa'ya XV. Yüzyılda taşımışlardır. Kristof Colomb yeni dünyaya portakalı (1493) taşıyanlar arasında sayılmaktadır.
Portakalı dünyada üreten ülkeler arasında; Brezilya, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, İspanya, Meksika, İsrail, Hindistan, Mısır, Japonya, Türkiye, Fas, Güney Afrika, Yunanistan ve Avustralya ile Paraguay sayılabilir.
Portakal çiçeğinin suyu parfüm yapımında kullanılmaktadır. Kimyada “Terpen” adıyla anılan bir esans elde edilmektedir. Ayrıca bilindiği gibi portakaldan, şurup ve likör yapılmaktadır. Portakal C vitamini yönünden çok zengin bir meyvedir. Portakalın 100 gr. bölümünden elde edilen kalori miktarları: 0.65 gr. Protein, 8.20 gr. Şeker, 33.8 gr. da yağlı maddeye eş değerlidir.
Portakal, yaz sıcaklığı ortalama 23 derece ile kış sıcaklığı -2 derece olan yerlerde yetişebilir.Yurdumuzda en çok Akdeniz, Ege ve Karadeniz yörelerinde üretilmektedir. Turunçgiller olarak Portakal, Limon, Mandalina ve Greyfurt türleri çoğunluktadır.
Özellikle Akdeniz yöresinde Antalya, Mersin, Adana ve Hatay'da yetiştirilen Portakal ile ilgili belgelere ilk olarak 1904 yılında rastlamaktayız. Adana İli 1904 yılı Salnamesi'nde(190) (yıllık) Portakal ürününün Yumurtalık Limanı'ndan ihraç edildiğini yazmaktadır. Daha sonraki yıllarda Portakalın ekonomiye hız kazandırması için atılımlar yapıldığını görmekteyiz.
Mustafa Kemal Atatürk yurt gezilerinden(191) birinde Dörtyol'da, Portakal mahsülü ve hastalıkları ile yetiştirilmesi konusunda bilgiler almış ve taimatlar vermiştir. Daha sonraki günlerde 3 kişilik bir heyet, halka Portakal konusunda bilgiler aktarmıştır.
Portakalın, ekonomik gücü her geçen gün artınca, halk ve yöneticiler yeni arayışlara girdiler. Mersin(192) akşam Ticaret okulunda Türkiye'nin ilk Portakal sergisi açıldı. Özellikle Dörtyol'dan getirilen Portakallar girişte ayrı köşede sergileniyordu. Sergide arazi miktarlarından tutun Portakal çeşitlerine ve ilaçlamaya kadar tablolar halkın görüşüne sunulmuştur. Portakalın ihraç edilmesi çalışmaları(7) yapılıyorsa da ambalaj ve nakliye işlemlerinin yetersizliği büyük zararlara sebeb oluyordu.
Halkın örgütlenmesi için Dörtyol'da, Portakal Satış Kooperatifi(194) kurulmasına ve bünyesine çevre nahiyelerin (Erzin-Payas) köylerinin de alınmasına karar verildi. Portakal Satış Kooperatifi 15 ağustos günü(195) yönetim kurulu seçimini yaparak resmen faaliyete geçti. Kooperatif kredi ile birlikte ihraç işlemlerini de düzenli bir şekilde yaparak verimi artırmaya başladı.
Adana Ziraat Müdürlüğü(196) bedeli ödenmek şartı ile Filistin'den bir çok Portakal fidanı çeşidi getirerek dağıttı. Getirilen aşılar arasında, beş çeşit Portakal (Valansiya, Waşington, Kan Portakalı, Limokan ve Cumkan), Lizbon Limonu, Kırmızı Greyfurt ve Klamtin Mandalina vardı.
Narenciyenin korunması ve nakliyesi eskiden çok zordu. Belirli bir sıcaklığın altında donarak suyu çekilen narenciye, eski yıllarda arazide bol miktarda bulunan Gağarcak (Zakkum) ağacı dalları arasında (Yatağa vurulurdu) korunurdu. Ayrıca, ince kağıtlara sarılarak (36-64-80 ve 100) sınıflandırılmış olarak sandıklara konarak depoda istiflenir (Dizilir) veya uzaklara sevk edilirdi. Önce Tren'lerle yapılan nakliye işleri sonraki yıllarda kamyonlarla yapılmaya başladı.
Narenciyenin ekonomik değerinin artması üzerine, 5 yıllık kalkınma planı dahilinde Erzin-Dörtyol ovasına DSİ Müdürlğü tarafından kuyular açılmaya başlandı. Yazları kurak geçen bölgede narenciye ekimini teşvik etmek üzere ovada 1964 yılı itibariyle128(197) açılarak 117 kuyuda tam randıman sağlandı. Devletin teşviki ile Erzin halkı tarafından 1965 yılı itibariyle “Erzin” ve “Yeşilkent” adıyla iki ayrı sulama kooperatifi kuruldu. Kısa bir zaman içinde sulama kooperatifleri büyüdü ve ovanın narenciye ekiminde çok önemli teşvikler sağladı.
Erzin narenciyede Ernar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ni(198) 20.04.1973 yılında kurarak, 1989 yılında 1022 ortağa yükselmiştir. Devlet teşviki ile kurulan kooperatif tesislerini 1981 yılında tamamlamıştır. Ayrıca, narenciye paketleme ve pazarlama kooperatifleri olarak Karalar ve Süzer tesisleri de kayda değer hizmetler vermektedir. Narenciyenin en büyük ihraç pazarı Ortadoğu ve Avrupa'dır.
Portakal, Erzin ve çevresinin en büyük ekonomik gücü haline gelmiştir. Ovanın Kısık Boğazı'ndan, İskenderun ve Belen Boğazı'na kadar olan boyutunda narenciye üretilmesi planlanmaktadır. Bu planın bir parçası da yeni sulama kaynakları yaratmak üzere kanallarla Aslantaş(199) barajından su getirilmesidir.
KAYNAKLAR :
- Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi. C:16. Sabah Gazetecilik A.Ş. 596s.
- Renkli Resimli Bilgi (Öğretici Metodlarla Hazırlanmış Okul ve Aile Ansiklopedisi) C:6. Baksan Yayınları 1975. 1-960s.
- Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. C:18. Milliyet Gazetecilik A.Ş. İstanbul 1986. 9117-9638s.
- Salname-i Vilayet-i Adana. 1320 (1902)
- Hakimiyet-i Milliye Gazetesi. 17.02.1931.
- Ayın Tarihi Dergisi. 1943/3
- Ulus Gazetesi.30.12.1937-22.02.1938
- Ulus Gazetesi.03.07.1938
- Ulus Gazetesi.25.08.1938
- Ulus Gazetesi.29.11.1938
- Dörtyol-Erzin Ovası Hidrojeolojik Etüd Raporu. Ankara 1974. DSİ. 42s.
- Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Dergisi. 1992/4. 40-41s.
- Erzin Kaymakamlığı 2005 yılı Brifing Raporu.