Bölgedeki Deyimler ve Ata Sözleri
Ata Sözleri, Türk halkının geçmiş deneyimlerinin ürünüdür. Orta Asya'dan bu güne, hala geçerliliğini koruyan bir çok atasözünün açıklanmasına gerek duymadık. Bu tespitlerimizin özellikle Erzin içinden olduğunu belirtmek gerekmektedir. Çevre köylerden ve eski göçebelerden derlenebilecek pek çok Ata sözü olduğunu peşinen kabul ediyoruz.
- Acı Patlıcanı kırağı çalmaz.
- Aç durulur, açık durulmaz
- Aç it fırını yıkar
- Aç köpek kurttan korkmaz
- Adı veli emmin, eşşeğe binmiş ayağı yerde sürünüyor.
- Ağaç, ağaç altında büyümez.
- Ağaç ,büyüyünce bükülmez
- Ağaç dalı ile gürler.
- Ağız alıştığını arar.
- Ağzı açık ayran delisi.
- Akıntıya kürek çekilmez.
- Akraba atar atar da, yar başı gelince tutar.
- Al malın iyisini çekme kaygısını.
- Ala keçiyi gören, içi dolu yağ sanır.
- Alma alı, verme kırı, yağızların bindebiri, ille doru ille doru.
- Aman diyene kılıç kalkmaz.
- Anandan önce, ahıra girme.
- Anasının arkasından gelen danadan, çoban hakkı alınmaz.
- Anasının ipliğini pazara satmış
- Arıca etek, kuruca yatak.
- Ark altından tarla bağışlamak.
- Aş deliye kaldı.
- Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
- At sahibine göre kişner
- Atlar tepişir, eşekler ölür.
- Atın ayağı aksayınca vurulmaz.
- Atın yerine, eşek bağlanmaz.
- Ayağını mercimek kütüğüne dayadı.
- Az verip gezdirmesin, çok verip azdırmasın.
- Babamın öleceğini bilseydim, kulağı dolu arpaya verirdim.
- Bahşiş atın dişine bakılmaz.
- Bayram eti ile it tavlanmaz.
- Beleş sirke baldan tatlıdır.
- Ben yavruma yanarım, yavrum da yavrusuna yanar.
- Berk kaçan atın, boku seyrek düşer.
- Bıçak sapını yontmaz.
- Bilen bir, bilmeyen bir dal mercimek sanır.
- Bir kuş , bir çalıya düner.
- Boğazında boklu örmemi gitti ki !
- Borç yiğidin kamçısıdır.
- Boş durma, beleş çalış.
- Boş yere yumruk atılmaz.
- Boynuz koça, ağır gelmez.
- Büyük lokma ye ama, büyük konuşma.
- Canı yanan eşek, attan hızlı kaçar.
- Çalıyı kırdık, deliyi ırdık !(kovaladık)
- Çıkıp bağırsan deli derler, seslenmesen sevdiğini buldu derler.
- Cin başka, şeytan başka.
- Çobanın gönlü olunca, tekeden teleme çalar.
- Çok veren maldan, az veren candan olur.
- Çöken deve yer bulur.
- Çubukken çıtılamayan, odunken kütülemez.
- Darıyı komşuya ver, kavurgayı beraber ye.
- Değene taş gibi, değmeyene düş gibi.
- Değirmen sele gitmiş, o çakıldağını (parçasını) arıyor.
- Demir tavında, güzel vaktinde sevilir.
- Derdin iyisi ölmek, borcun iyisi vermektir.
- Deveyi yardan atan, bir tutam ot.
- Dığdığının, dığdığısının dış kapısı.
- Doğmamış çocuğa, don biçilmez.
- Doğrunun çırası sönmez.
- Domuzu kesmişler, kanı ormana akmış.
- Düş uykudan sonra gelir.
- El atına binen, tez iner.
- Ele söz verme, verdinse de sözünden dönme.
- El eli yur, el de yüzü yur (Yıkar)
- El ile gelen, düğün bayramdır.
- El ile yılan tut, onu da yalan tut.
- El sırtında, köynek (Atlet-Fanila) eskimez.
- Elden gelen övün olmaz, oda vaktinde bulunmaz.
- Emanet ata binen, çabuk iner.
- Emmim dayım, hepsinden aldım payım.
- Erkeksiz avrat, göle benzer.
- Eskisi olmayanın, yenisi olmaz.
- Eşeğini övmeyen, çerçi olmaz.
- Etek öpmekle, ağız pis olmaz.
- Evde öçıplak dururlur, ama aç durulmaz.
- Evi gösteren sıvak, gelini gösteren duvaktır.
- Ezanda kulağı olmayanın, namazda gözü olmaz.
- Fakir düzde şaşar, zengin dağları aşar.
- Fukaranın düşkünü, yazlık giyer kış günü.
- Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını çalar.
- Kazan yuvarlandı, kapağını buldu.
- Gecenin kapısı olmaz.
- Gideceğin Antep, yiyeceğin pekmez.
- Görmezin adı, bilmezdir.
- Gurkun cücüğü, güzün sayılır.
- Gün çarığı, çarıkta ayağı sıkar
- Gün doğmadan, neler doğar.
- Hacı Hacıyı bulur Mekke de, Deyus Deyusu bulur Tekke de.
- Isıracak köpek, dişini göstermez.
- Ismarıçla(Sipariş) hacı hacı olmaz.
- İğnenin deliğinden, Hindistan'ı görür.
- İki ucu boklu örme.
- İki yakası, bir araya gelmez.
- İneğe bak ki, süt umasın.
- İnsanoğlu, çiğ süt emmiştir.
- İt arlanmamış, isti(sahibi) arlanmış.
- İt ile, bir çuvala girme.
- İt ile, azık(yiyecek) gönderilmez
- İt , iti ısırmaz.
- İt uyuz, sen gicimik(kaşınma).
- İt ürür, kervan yürür.
- İt yatağında, ekmek kırığı aranmaz.
- İte dalanana kadar, çalıyı dolan.
- İte de, korku gerek.
- İti kıçından yer. boku dökülmesin diye.
- İtin ayağını, taştan esirgeme.
- İtin ölümü gelince, cami duvarına yapar.
- İtin sahibi, itten yavuz gerek.
- İtten kuzu doğmaz.
- Kan alacak, damarı kalmamış.
- Kancık yalanmadan, erkek dolanmaz.
- Kâr, zararın ötesindedir.
- Kardeşi kardeş yaratmış, rızkını ayrı yaratmış.
- Kazan kapağını bulmadan, kaynamaz.
- Kazan yuvarlandı, kapağını buldu.
- Keçeyi suya atmış, domalan(şişen) yerini taşlıyor.
- Kıçında bir eleklik kıl yok, Hasan dağına oduna gidiyor.
- Kır atın yanında duran, ya suyundan, ya da huyundan alır.
- Kırk öksüzle, bir mağarada kalmış.
- Kız anadan beller(öğrenir) kapı gezmesini, oğlan babadan beller sofra yaymasını.
- Kızım kocaya gidiyor, kahrını bana ediyor.
- Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.
- Korkunun, ecele faydası yoktur.
- Köpeksiz köyde, değneksiz geziyor.
- Körün değneği, elinde olmalı.
- Kötü komşu, mal sahibi yapar.
- Kuru yere, kurt düşürme !
- Kuştan korkan, darı ekmez.
- Mal sahibine benmezse, haramdır.
- Maşa varken, elini yakma.
- Namus, eliyin körüdür.
- Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
- Ne Şam'ın şekeri, ne Arab'ın yüzü.
- Ne şeytanı gör, ne selavat getir.
- Ne şiş yansın, ne kebap.
- Ne umarsın bacından, bacın ölüyor acından.
- Nerede dambırtı(çalgı), orada buluntu.
- Ortaklık iyi olsa, iki erkek bir avrat alırdı !
- Oynaşa güvenip, evsiz(eşsiz) kalma.
- Öksüz oğlan oynaşa gitmiş, ilk akşamdan ay doğmuş !
- Öksüze vurmuşlar da, ah arkam demiş.
- Öküz öldü, ortaklık bozuldu.
- Öküz ölür gönü(deri) kalır, yiğit ölür ünü kalır.
- Ölme öldür, ucu ortası bulunur.
- Ölmüyene yol yırak(uzak) !
- Ölüsü olan bir gün ağlar, delisi olan her gün ağlar !
- Parasız durulur, ama lafsız durulmaz.
- Pis kursak, iyi nimet götürmez.
- Sabah erken kalkan avrat, deh demeden yürüyen at, buyurmadan tutan evlat !
- Sabaha kalan davanın, gözünü seveyim.
- Sağ dözden ,sol göze fayda yok.
- Sağır, duymaz uydurur.
- Sanatın en kötüsü damdıra(saz), onu da öğren bir kenara ayır.
- Saz çalmasını bilmeyen, tel kıymetinden anlamaz.
- Sıçanın(fare) sidiği, denize faydadır.
- Sev seni seveni, başı tıngır kel ise, sevme seni sevmeyeni, Mısır'a sultan ise!
- Şeriatın(kanun) kestiği, parmak acımaz.
- Tarlanın ufak taşlısı, avradın uzun saçlısı, öküzün ay boynuzlusu !
- Taş atıp da, kolun mu yoruldu.
- Terziye göçtün mü demişler, iğnem göğsümde demiş.
- Tırnağın varsa, başını kaşı.
- Uyuz itte, kıllı taşak aranmaz.
- Üveyik iki çubuğu üst üste koymuş da, yalancı dünyaya bu da yeter demiş.
- Varsa pulun, el alem kulun, yoksa pulun Allah'ından da bulun, kulundan da bulun !
- Vurucu evlat, babaya danışma
- Yağmur nereye yağarsa, çadırı oraya kurar.
- Yağmur yağarsa kış, gün doğarsa yaz olur.
- Yaptığın hayır, ürküttüğün kurbağaya değmedi.
- Yaptın bir hayır, tut çenedini(bacağını) ayır.
- Yatan itin, kuyruğuna basılmaz.
- Yatan ölmez, vadesi yeten(gelen) ölür.
- Yastık değişmekle, baht değişmez.
- Yavuz at , yemini artırır.
- Yaylımından, yatağı yen(rahat) geldi.
- Yiğit lakabı ile anılır.
- Yiyemediğin bokun, başına geçme.
- Yiyen ağız övünür !
- Yoğurdu, yumrukla yer.
- Yola aç çıkılır ama, çıplak gidilmez.
- Yolcu yolunda gerek.
- Yolcunun atı tavlanmaz.
- Yorğun eşeğin çüş, canına minnettir.
- Zamzalak(tohumlu ağaç) yutmuş, Zumman(kuş) gibi susma.
- Zumman gibi, gaydalama(kaçma) !