2022 YENİ DÖNEM KAZILARI

#İSSOS EPİPHANEİA (ERZİN) 2022 YENİ DÖNEM KAZILARI

Banu ÖZDİLEK
Ayşe ERSOY
H. Onur TIBIKOĞLU


İssos Epiphaneia, Hatay’ın en kuzeyinde yer alan Erzin ilçesinin Gözeneler mevkiinde bulunur. Kentin kuzey batısında Deli Halil Konisi(1) , doğusunda Amanoslar, güney-güney-batısında Burnaz Sahili yer alır. Roma Dönemi’nde Kilikia Pedias/Ovalık Kilikia olarak adlandırılan bölgede yer alır. Komşu kentleri doğuda Nicopolis, kuzeyde Hierapolis-Castabala, güneyde Alexandria ad Issum ve Antiokheia, kuzeybatıda Anazarbos, güneybatıda Aigai ve Katabolos’dur.

İssos Ovası’nın Anadolu ile Suriye-Mezopotamya arasında hem kara hem de deniz ulaşımında uygun bir geçiş olanağı sağlaması coğrafyanın bu kesiminde Prehistorik dönemlerden itibaren(2) yoğun iskân faaliyetlerinin yaşanmasına; tarım, denizcilik ve ticaret etkinliklerinin sürdürülmesine olanak sağlamıştır(3) . Ovalık Kilikya düzlüklerinde yapılan araştırmalarda Delihalil Konisi, Turunçlu(4) ve Yukarıburnaz çevresinde Üst Paleolitik Dönem’e tarihlendirilen yontmataş materyaller bulunmuştur.(5)

Yeni dönem kazılarında, İssos-Epiphaneia’nın(6) dip tarihi Prehistorik dönemlere kadar indirilmiştir(7) . 2022 yılı araştırmalarımız tiyatronun yaslandığı tepede/höyükten akıntı ile gelen (Resim: 1) şimdilik en erken Geç Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağı’na ait bazı verilere ulaşabilmemizi sağlamıştır(8) . Pek çok açıdan önemli bu veriler, aynı zamanda yerleşim tarihini Helenistik Dönem’den çok daha erken bir zamana taşıyabilecek arkeolojik göstergelerdir(9) . Bu derin tarihin dilbilimsel göstergesi olarak, Tunç Çağ’dan köklenen İssos ismini, kentin Helenistik ismiyle birlikte anıyor olmamız, bu bilimsel potansiyeli hep göz önünde tutmak amacıyladır. Kentin en geç döneme tarihlenen buluntuları ise, Beylikler Dönemi’ne aittir.(10) İssos kazılarından ele geçen sikkeler ve seramikler bu tarihsel kronolojiyi açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca 2022 yılı kazılarında Protohistorik dönemlere ait çok sayıda seramik ele geçmiştir.(11)

İssos-Epiphaneia Kısa Tarihçe: Bölgenin en erken adı Hitit İmparatorluğu kaynaklarında Kizzuwatna olarak geçmektedir.(12) Bölge hem ticaret yolları üzerinde olması hem de bereketli toprak ve su kaynakları nedeniyle, Tunç Çağı’nda Hitit, Mitanni ve Mısır İmparatorlukları için önem arz etmektedir13. Babil kaynaklarında bölgenin ismi Hume14, Assur kaynaklarında Que olarak geçmektedir. Yaklaşık 4000 yıl öncesinde Anadolu’da imparatorluk kuran Hititler bugün Kinet Höyük olarak adlandırılan yerdeki antik yerleşme merkezli bölgeyi İzziya adıyla anmışlardır. Sonraki dönemlerde ise, bölgenin adı İssos olmuş ve kent bu bölgede gelişmiştir. İssos Ovası, Hitit Çağı’ndan itibaren önemli mücadelelere sahne olmuştur. Hierokles yerleşimin tarihinin MÖ VI. ve MÖ V. yüzyıla dayandığını, Geç Antik Çağ’da da önemli bir ticaret üssü olduğunu aktarmıştır15. Bölge Arkaik Dönem’de Perslerin hakimiyetine girmiştir. Helenistik Dönem’de İssos Ovası’nın kuzey ucunda yer alan antik yerleşimin, Plinius’un aktarımına göre bilinen ilk ismi “Oeniandos”tur16 ve olasılıkla Tunç Çağı’ndan köklenen Hititçe “Wiyanvanda” kelimesiyle ilişkilidir. Plinius17 VI. Seleukos’un ölümünden sonra yerine geçen IV. Antiochos Epiphanes (MÖ 175-164) tarafından kentin adının Epiphaneia olarak değiştirildiğinden söz etmektedir18. IV. Antiokhos Epiphanes yönetim yıllarında bazı kentleri onarmış ve isimlerini değiştirmiştir19.

Kent sikkeleri ve yazıtlarında okunan20 Epiphaneia ismi ise, MÖ 333’te “Doğu ve Batı”nın tarihsel mücadelesine sahne olan İssos savaşının ardından değişen hâkim siyasi konjonktürün sonucu olarak kullanılmaya başlanır21. İskender’in MÖ 323’teki vefatından sonra hakimiyet sürekli el değiştirmiştir. Bölge önce Diadochlar22, sonra Seleukoslar (MÖ 312- 280) ardından Ptolemaioslar, III. Antiochos zamanında ise tekrar Seleukoslar’ın yönetimine geçmiştir23. Kilikia Bölgesi MÖ 187-175 yıllarında VI. Seleukos’un idaresindedir24.

Roma Dönemi’nde Strabon tarafından, Kilikia Bölgesi, jeomorfolojik yapısındaki farklılıklardan dolayı Kilikia Pedias (Ovalık Kilikia) ve Kilikia Trakheia (Dağlık Kilikia) olarak adlandırılmıştır25

Yeni dönem kazılarında, İssos-Epiphaneia’nın(6) dip tarihi Prehistorik dönemlere kadar indirilmiştir(7) . 2022 yılı araştırmalarımız tiyatronun yaslandığı tepede/höyükten akıntı ile gelen (Resim: 1) şimdilik en erken Geç Kalkolitik, Tunç ve Demir Çağı’na ait bazı verilere ulaşabilmemizi sağlamıştır(8) . Pek çok açıdan önemli bu veriler, aynı zamanda yerleşim tarihini Helenistik Dönem’den çok daha erken bir zamana taşıyabilecek arkeolojik göstergelerdir(9) . Bu derin tarihin dilbilimsel göstergesi olarak, Tunç Çağ’dan köklenen İssos ismini, kentin Helenistik ismiyle birlikte anıyor olmamız, bu bilimsel potansiyeli hep göz önünde tutmak amacıyladır. Kentin en geç döneme tarihlenen buluntuları ise, Beylikler Dönemi’ne aittir.(10) İssos kazılarından ele geçen sikkeler ve seramikler bu tarihsel kronolojiyi açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca 2022 yılı kazılarında Protohistorik dönemlere ait çok sayıda seramik ele geçmiştir.(11)

İssos-Epiphaneia Kısa Tarihçe: Bölgenin en erken adı Hitit İmparatorluğu kaynaklarında Kizzuwatna olarak geçmektedir.(12) Bölge hem ticaret yolları üzerinde olması hem de bereketli toprak ve su kaynakları nedeniyle, Tunç Çağı’nda Hitit, Mitanni ve Mısır İmparatorlukları için önem arz etmektedir(13). Babil kaynaklarında bölgenin ismi Hume(14), Assur kaynaklarında Que olarak geçmektedir. Yaklaşık 4000 yıl öncesinde Anadolu’da imparatorluk kuran Hititler bugün Kinet Höyük olarak adlandırılan yerdeki antik yerleşme merkezli bölgeyi İzziya adıyla anmışlardır. Sonraki dönemlerde ise, bölgenin adı İssos olmuş ve kent bu bölgede gelişmiştir. İssos Ovası, Hitit Çağı’ndan itibaren önemli mücadelelere sahne olmuştur. Hierokles yerleşimin tarihinin MÖ VI. ve MÖ V. yüzyıla dayandığını, Geç Antik Çağ’da da önemli bir ticaret üssü olduğunu aktarmıştır(15). Bölge Arkaik Dönem’de Perslerin hakimiyetine girmiştir. Helenistik Dönem’de İssos Ovası’nın kuzey ucunda yer alan antik yerleşimin, Plinius’un aktarımına göre bilinen ilk ismi “Oeniandos”tur(16) ve olasılıkla Tunç Çağı’ndan köklenen Hititçe “Wiyanvanda” kelimesiyle ilişkilidir. Plinius(17) VI. Seleukos’un ölümünden sonra yerine geçen IV. Antiochos Epiphanes (MÖ 175-164) tarafından kentin adının Epiphaneia olarak değiştirildiğinden söz etmektedir(18). IV. Antiokhos Epiphanes yönetim yıllarında bazı kentleri onarmış ve isimlerini değiştirmiştir.(19)

Kent sikkeleri ve yazıtlarında okunan(20) Epiphaneia ismi ise, MÖ 333’te “Doğu ve Batı”nın tarihsel mücadelesine sahne olan İssos savaşının ardından değişen hâkim siyasi konjonktürün sonucu olarak kullanılmaya başlanır(21). İskender’in MÖ 323’teki vefatından sonra hakimiyet sürekli el değiştirmiştir. Bölge önce Diadochlar(22), sonra Seleukoslar (MÖ 312- 280) ardından Ptolemaioslar, III. Antiochos zamanında ise tekrar Seleukoslar’ın yönetimine geçmiştir.(23) Kilikia Bölgesi MÖ 187-175 yıllarında VI. Seleukos’un idaresindedir.(24)

Roma Dönemi’nde Strabon tarafından, Kilikia Bölgesi, jeomorfolojik yapısındaki farklılıklardan dolayı Kilikia Pedias (Ovalık Kilikia) ve Kilikia Trakheia (Dağlık Kilikia) olarak adlandırılmıştır.(25)

Roma Devleti, Kilikia Bölgesi’ne ilk kez MÖ II. yüzyılda, korsan sorununu çözmek için müdahele etmiş ve Marcus Antoninus bölgeye korsanlarla mücadele etmesi için gönderilmiştir.(26) Bölgedeki korsan sorunu çözülemeyince, Roma senatosu tarafından MÖ 67 yılında Pompeius Magnus görevlendirilmiştir. Pompeius Magnus’un korsan sorununu çözmekte başarılı olduğu, korsanları Adana, Mallos ve Epiphaneia gibi kentlere yerleştirdiği ifade edilmiştir.(27) MÖ I. yüzyılda, Pompeius’un söz konusu bu kentleri yeniden kurduğu ve bölgeyi Roma Devleti’nin güvenliği altına aldığı aktarılmaktadır.(28) Cicero bölgeye proconsul olarak MÖ 51 yılında atanmıştır.(29) Cicero, korsanlara karşı Amanoslar’da yaptığı operasyonlar için karargahını Epiphaneia yakınına kurmuştur.(30)

MS. I. yüzyılda bölgenin yeniden düzenlenmesi ile Romalıların bölgedeki imar faaliyetleri başlamıştır. Kentteki yapılaşma faaliyetleri MS II. yy. ile MS III. yy.da yoğunlaşmıştır. MS III. yy.da Sasani (Pers) Kralı I. Şapur (MS 241-272), Kilikia kentlerini; Epiphaneia ve Castabolo’yu yağmalamış, İmparator Valerianus’u tutsak almış ve Kilikia Bölgesi’ni ele geçirmişlerdir.(31)

MS III. yy.da Palmyra kraliçesi Zenobia ve Got’lar Kilikia’ya saldırmıştır32. MS IV. yy.da Ovalık Kilikia, Kilikia Prima (batı eyaleti) ve Kilikia Secunda (doğu eyaleti) olarak ikiye ayrılmıştır.

MS IV. yy.da Epiphaneia Antiocheia Patrikanesi’nin Anazarbos Piskoposluğu’na bağlıdır.(33) Epiphaneia Anadolu ve Suriye’nin kesişme noktası olması sebebiyle, Geç Antik Dönem’de; Constantinopolis, Antiokheia, Jerusalem ve Hacı Yolu ile bağlantılıdır.(34) Epiphaneia ve limanı (Küçük Burnaz) hacı olmak için Kutsal Topraklara giderken uğradıkları bir noktadır.(35)

MS 638’da bölgeye İslamiyet gelmiştir. Sasaniler, MS VII. yy. ortasında (Antakya, Adana ve Tarsus’a) bölgeye girmişler, ardından Arap saldırılarıyla yağmalar olmuş, Kilikia bölgesindeki kentlerde büyük tahribat yaşanmış, savaş sonrasında ekonomisi çökmüş, kentler boşalmıştır.(36)

Bölge, MS VIII.-IX. yy.da Abbasi hakimiyeti altındadır. Kentte bu döneme ait çok sayıda arkeolojik veri bulunmaktadır. MS IX. yy.da, Abbasi Dönemi’nde Epiphaneia, siyah renkli bazalt taşı nedeniyle, siyah kilise anlamına gelen “Kanisat as sauda”, Kanisa olarak adlandırılmıştır.(37)

MS VIII. yy.da, Haru-ar-Rasid Bizans/Doğu Roma egemenliğini çökertmiştir. Halife Haru-ar-Reşid, Epiphaneia’yı “Madinat Al Kanisa” olarak adlandırılmış, Müslüman nüfusu yerleştirerek cami yaptırmış, kenti tahkimatlı bir yerleşim haline dönüştürmüştür.(38) MS XIII. yy.da (1214) bir belgede yerleşimden, Kral I. Leon tarafından, Aziz Yuhana’nın himayesine verilen, “Casale Keniz (al-Kanisa)” olarak söz edilmektedir.(39) MS XIII. yy.da Küçük Ermeni Krallığı’nın hakimiyet bölgesindedir, çok kısa bir süre bölge Memlüklerin hakimiyetine girmesiyle, birçok yerleşim terk edilmiştir.(40)

Bölge, MS XV. yy.daki Otlukbeli Savaşı’yla Osmanlı Devleti’ne katılmıştır.
MS XVI. yy.da “Keinision” isminde piskoposluktur.(41)

Osmanlı Dönemi’nde Adana vilayetine bağlı iken, Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün çabaları sayesinde, 1939 yılında Hatay’ın anavatana katılmasıyla(42) Erzin Hatay iline bağlanmıştır.

Erzin isminin kökeni; Orta Asya’da bir Türk devleti olan, günümüzde Tuva Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Erzin yerleşimine dayanır. Bugün Erzin’in yerli ailelerinin sözlü tarihlerinde bu Orta Asya bağlantısı tespit edilebilmektedir.(43)

Epiphaneia’nın şehirciliği; düzlük bir alana kurulan yerleşimin(44) izlenebilen yapıları Roma Dönemi ve sonrasına tarihlenir ve kent planlaması, ana hatları itibariyle bu dönemlerin şehircilik anlayışına uygun bir düzen gösterir (Resim: 2). Yerleşimdeki araştırmalar genellikle sacral ve profan yapıları belgelemiştir. Bazı sepulkral yapılara ilişkin izler de bulunmaktadır. Doğu-batı ve kuzey-güney yönünde uzanan geniş ana caddelerin kamu merkezinde kesişmesiyle oluşan kavşak çevresinde yer alan düzenli parseller merkezi kamu yapılarına ayrılmıştır.

Sütunlu Caddenin kazıları 2013 senesinde başlamıştır. Caddenin decumanus(45) doğu batı yönündeki şehir, merkezindeki yaklaşık 60 m’lik kısmı kazılmıştır. Yüzeydeki in situ sütun dizilimine göre caddenin yaklaşık 255 m’si izlenebilmektedir. Cardo ile kuzey-güney yönünde uzanan kavşak noktası da ortaya çıkarılmıştır. Cardo kuzeyde tiyatro yönüne, güneyde Burnaz sahiline doğru uzanmaktadır. Fakat Cardo henüz kazılmamıştır. Korinth sütun başlıklarının bir kısmı Erken ve Orta Severuslar Dönemi’ne MS II. ve III. yy.a ve bir bölümü de Bizans/Doğu Roma Dönemi’ne MS V.–VI. yy.a tarihlenir. Attik-İon tipi kaideler, plintheler üzerinde stybolata oturmaktadır. Sütunlu cadde bazalt levhalar (summum dorsum) ile kaplanmıştır. Caddenin genişliği yaklaşık 6 m’dir. Caddenin iki tarafında kaldırım ve kanalizasyon sistemi bulunmaktadır. Ayrıca yağmur sularının birikmemesi için caddenin ortasının yüksek, yanlara doğru kavisli inşa edildiği görülmektedir. Caddenin kazılar sonrasında belirlenebilen evreleri MS II. yy. ve III. yy.a aittir. Orta Çağ’da caddenin bazı bölümleri atölye, işlik ocak fırın gibi farklı işlevlerle kullanılmıştır.

Decumanus-maximus ve cardo çevresinde tiyatro(46), bouleuterion-odeon(47), porticus/stoa, tapınak-basilika(48), prytaneion yer alır. Bugüne kadar tespit edilen iki hamam; Batı Hamamı ve Artemis Hamamı ise kamu merkezine uzanan caddeler üzerinde, doğuda ve batıda yer alır.

Artemis Hamamı kazıları Hatay Arkeoloji Müzesi tarafından 2006-2012 senelerinde yapılmıştır.(49) Hamam kentin güney doğusunda, kent girişinde yer alır. Yapı doğu-batı yönünde inşa edilmiştir. Önünde bir palestra bulunur. Orta Çağ’da bu alan çarşı olarak düzenlenmiştir. Hamamın frigidarium bölümünde Avcı Artemis mozaiği ele geçmiştir. Merkezdeki Artemis’in etrafında avcı ve sürücü, hayvanlar, ağaçların betimlendiği bir doğa anlatımı vardır.(50) Hamam MS IV.-V. yy.a tarihlendirilmektedir. Hamamın üst örtü koruma çatı projesi hazırlanmıştır. Çatı projesi ile birlikte bu alanda ziyaretçiler için bir gezi güzergâhı oluşturulacaktır. Ayrıca kazılardan ele geçen Avcı Artemis mozaiğinin replikasının da yapıdaki özgün yerinde sergilenmesi için çalışmalara başlanmıştır.(51)

Ara yollarla bölünmüş çevre alanlarda da konutların yer alması beklenmekte, yüzey gözlemlerimizden ve yerli halkla sürdürdüğümüz sözlü tarih çalışmalarından elde edilen veriler bu öngörüyü güçlendirmektedir.

Amanos dağlarından kente su taşıyan sistemin bir parçası olan aquaduktus kent merkezinin hemen kuzey yönünde doğu-batı yönünde uzanır.(52)

Ele geçen bazı yazıtlara göre özellikle kamu yapılarının yerel banilerin bağışlarıyla inşa edildiği anlaşılmıştır.(53) Bugün izlenen mimari doku Anadolu’da Helenistik Dönem’de başlayan ve sonrasında Romalıların ve ardından Doğu Roma/Bizans’ın hâkim olduğu, tarihsel süreç içerisinde oluşmuş kentin görüntüsüdür.

Antik kentin hinterlandı çok geniştir. Günümüzde Epiphaneia kent merkezine yaklaşık 9 km uzaklıkta yer alan deniz kıyısında, büyük olasılıkla Epiphaneia’ya bağlı bir liman yerleşimi bulunur.(54) Modern ismi Burnaz olan bu kıyı yapılaşmasına ait tespit edilebilen pek çok mimari kalıntı yanı sıra Sayar’ın 1990 yılındaki araştırmalarda kentte tespit ettiği bir yazıta göre; kentteki diğer kamu yapıları gibi yerel baniler tarafından yapılan bir granariumun (tahıl deposu) varlığından söz eder: “Dionysios isimli hemşerisinin hububat pazarı inşa ettirdiği ve oradaki pazarın inşa faaliyetlerine başlamadan önce çevresinde bulunan evleri satın aldığından”(55) Liman yerleşiminin, Caracalla MS III. yy.ın özel bir mansio olduğu düşünülmektedir.(56)

#1. 2022 YILI KAZI ALANLARI:

2022 kazı sezonunda kazı çalışmaları kamu merkezinde gerçekleştirilmiştir. Kazılar Roma Dönemi sütunlu caddesinin doğu ve batı stoa porticuslarında, bouleuterion/odeon parodoslarında, toplam 5 açma alanında yürütülmüştür. Fiziki antropoloji çalışmaları kapsamında, Bouleuterion/Odeon Doğu Parodos açmasından ele geçen iskeletlerde 6 birey, Sütunlu Cadde’de bulunan açmada ise 1 birey olmak üzere 2022 yılı kazı sezonunda toplam 7 bireye ait iskeletlere ulaşılmıştır.(57) Sosyal ve kültürel antropoloji çalışmaları kapsamında, Erzin ilçesi ve Turunçlu köyünün beslenme kültürü ile ilgili detaylı bilgi edinmek üzere yerelde yaşayanlarla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilmiş ve derinlemesine mülakatlar yapılmış, görüşülen kişilerle beslenme kültürü çalışılmıştır.(58) Haritalama ve Fotogrametrik Çalışmalar kapsamında, antik su kemeri, odeon, kilise, sütunlu cadde, hamam vb. yapıların olduğu ova tabanındaki toplam 316.900 m2 lik bir alan haritalanmıştır. Antik yapıların vaziyet planları ve kapladıkları alanlar hesaplanarak detaylı teknik çizimler için altlıklar oluşturulmuştur.(59)

1.1. Stoa-Porticos (Resim: 3)
2006 ve 2021 senesi çalışmalarında(60), güney stoa tabanı boyunca toplam 6 mozaik panel ortaya çıkarılmıştır. Bunlardan birinde bir ithaf yazıtı bulunur.(61) Diğer 5 panelde her aya uygun düşen tarımsal aktivitelerin birer kişileştirmeyle konu edildiği takvim mozaiği bulunur. Kasım, Aralık(62), Ocak, Şubat(63) ve Mart ayları takvim sisteminde Hellence ve Latince ay isimleriyle tasvir edilmiştir(64). Bunun yanı sıra aylar, Roma astrolojisine denk gelen burçlar ile ilişkilendirilmiştir. Orta Çağ’da mozaikli taban üzerinde çeşitli mekânların kurulmasıyla mozaikler tahrip olmuştur. 2022-2023 yılı kazı çalışmalarında stoa-porticosun batıya uzanan bölümünün açığa çıkarılması için çalışmalar yürütülmüştür.

1.1.1. Güney Stoa-Porticos/Plankare F 9/2 (2 No.lu Alan)

Serap ÖZER - Nihat ÇALIŞKAN


Roma Stoasının batı kesimindeki Orta Çağ mekânının güney duvarı açma sınırı olarak belirlendi. Roma Dönemi stoasının güney sınırını belirlemek ve takvim mozaiğinin bu yönde ilerlediğini düşündüğümüz diğer panellerini ortaya çıkarmak amacıyla yürütülen kazılar, mekânın kuzeyinde bulunan İslami Dönem mekânlarının bir kısmını da kapsamıştır. MS VII. yy. ve sonrasına tarihlenen mekânların duvarları harçlı moloz taşlarla oluşturulmuştur. Dikdörtgen formuna yakın mekânların içerisinde sütunlar ve bazen de sütun kaideleri ters yerleştirilip devşirme olarak kullanılmıştır.(65) Orta Çağ’a ait mekânların Roma Dönemi stoası üzerinde yer alması takvim mozaiğinin kısmen tahrip olmasına yol açmıştır. Bu alanda zemin seviyesinde takvim mozaiğinin devamı olduğunu tespit ettiğimiz yeni bir panel bir kesimiyle ortaya çıkarılmıştır. Mozaiğin iki panelin birleştiği bölümünün görülebildiği kesiminde bordürün yer yer korunabildiği izlenmiştir.

Stoa Porticos’un buluntuları katman ve dönem malzemesiyle uyumlu olmasına karşın 2022 senesinde diğer açmalarda da gördüğümüz tiyatronun dayandığı akropolden olasılıkla akıntı ile taşınmış tüme yakın testicik ve depolama kaplarına ait kulplar ele geçmiştir. Buluntu çeşitliliği ve korunmuşluğu açısından en zengin eser envanterine ulaşılan açmadır. Stoadan, sikkeler, seramikler, yüzükler ele geçmiştir. Bizans/Doğu Roma ve yoğun olarak Orta Çağ dönemleri; Abbasi Dönemi, Haçlı ve Ermeni Krallığı dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir.

Kazılarda tüm ve tümlenebilen çok sayıda seramik ele geçmiştir. Masa kapları, tabak, çanak, kâse(66), servis kapları, soğutma kapları, depolama kapları, ibrikli testiler, kandiller ve maşrapa(67) ele geçmiştir. Kentte Orta Çağ’da sırlı seramik üretilmektedir(68). Alandan krem rengi üzerine yeşil, sarı kahverengi desenler bulunan polykrom sgraffito tarzında, MS XII. yüzyıla(69) ve XIV. yüzyıla(70) tarihlenen seramikler ele geçmiştir. Seramikler üzerinde bitkisel, geometrik motifler olduğu gibi hayvan betimlemeleri de vardır. Üretime ait çok sayıda fırın çubuğu ele geçmiştir.(71) Özellikle ele geçen seramiklerin sarı, yeşil sgrafitto Bizans, İslami ya da Haçlı Dönemi, turkuaz-yeşil renkli Beylikler Dönemi ya da Levant Lajjun seramikleri(72) (Splash Ware), Levant Alkalin seramikleri, Osmanlı Dönemi kahverengi-turkuaz(73), monokrom ya da polykrom(74) oldukları görülmektedir. Orta Çağ seramikleri ile birlikte tüme yakın bir Protohistorik Dönem’e ait bir testicik ele geçmiştir (Resim: 4). Seramiklerin kronolojisi çok geniş bir zaman aralığını işaret etmektedir. Kazılardan mermer, tüf, bazalt ve kireç taşı mortariumlar (havan), ezgi taşları ile serpantin bir ağırşak ele geçmiştir (Resim: 5). Aynı zamanda mekân kazısından topluca buğday tohumu ele geçmiştir (Resim: 5). Buluntular arasında çok çeşitli bronz takılar da bulunur. İslami Dönem’e ait iki yüzük ele geçmiş olup, bunlardan birinin yüzük kaşı üzerinde kufi harfler görülmektedir. Bir adet bronz kemer tokası, bronz iğne, çok sayıda demir bıçak ve bir at nalı ele geçen metal buluntulardır. Alandan 6 adet sikke ele geçmiştir. Bunlar Bizans Dönemi, Haçlı Krallığı, Ermeni Krallığı ve İslami dönemlere tarihlenirler.

1.1.2. Kuzeydoğu Poriticos-Stoa (1 No.lu Alan)

Naif SÖNMEZ - Nazmi KAPBAŞ


Sütunlu Cadde’nin kuzeydoğu kesiminde yer alan stoanın doğu yönüne doğru yürütülen kazı çalışmalarında, Orta Çağ’a ait bir yapılaşma katmanı ortaya çıkarılmıştır. Genellikle önceki döneme ait orijinal yapı elemanlarının devşirme olarak kullanıldığı bu alan, bir atölye/ işlik karakteri göstermektedir (Resim: 6). Dolgunun üst kotlarından yoğun çatı kiremidi ele geçerken açma seviyesi derinleştikçe pek çok hayvan kemiğine rastlanmıştır. Yapı içerisinde ayrı dönemlere tarihlendirilen kemik, seramik, metal, taş, cam ve sikkeler bulunmuştur. Öncelikle yapının kuzeydoğu sınırlarında farklı boyutlarda ve ebatlarda saklama ve depolama kapları ortaya çıkarılmıştır. Bu kap parçalarının yanı sıra çok sayıda öğütme taşı ve mortarium geçirilmiştir. Bu alanda yapının farklı evrelerine ait mimari düzenlemelere ait blok parçaları bulunur. Sütun başlıkları, sütun kasnakları, sütun altlığı ve duvar blokları gibi mimari öğeler farklı işlevler içinde kullanılarak bir atölye-işlik olarak düzenlenmiştir. Yapının güneyinde ise çok sayıda metal objeye rastlanmıştır. Seramik buluntular farklı dönemlere tarihlenir. Buna ek olarak günlük kullanım ve depolama kaplarına ait veriler ile dolguda yer yer rastlanılan yanık izlerinin gözlenmesi bu yapının pişirme ve depolama amacıyla kullanıldığını düşündürmektedir.

Mimari: Mekânın girişi, kabara ve kilit sistemine ait metal buluntular ışığında güney kenarda yer almalıdır. Farklı dönemlere tarihlenen taş ve pişmiş̧ toprak pek çok mimari öge ele geçmiştir. Hamam ısıtma (Hypocaustum) sistemine ait birkaç pilae zeminde kullanılmış, sütun tamburları ve sütun başlıkları ise mekânın duvarlarında kullanılmıştır. Bunun yanı sıra yarısı ele geçen bir el değirmen taşı (75) ve bazalttan farklı ebatlarda, silindirik şekillendirilmiş taşlar açığa çıkarılmıştır. Bazı kesimlerde pişmiş toprak plakaların yanı sıra harçlı bazalttan yapılma yer döşemeleri de tespit edilmiştir. Stoa Porticos’un revaklı bir üst örtü sistemi vardır. Kazılan alanın mekân düzenlemesi ve donanımların işlevsel birlikteliği, buranın atölye, işlik olarak kullanılmış olabileceğini göstermektedir. Çok sayıdaki ezme ve öğütme taşının varlığı da bu düşünceyi destekleyen buluntulardır. Mekândan dokuma ile ilişkili kemikten olasılıkla öreke parçası(76) (ana tanrıça idolü formuna benzer), iğne, ağırşak, kemikten ipleri ayırmaya yarayan objeler ele geçmiştir(77). Ayrıca pişmiş toprak piramidal formlu ağırşak ve taş ağırşaklar, farklı boyda metal iğneler dokumada kullanılan buluntulardır(78). Stoa-porticosdaki bu atölye, aynı zamanda bölgenin kırsal üretimine bağlı yapılan dokumacılık ile ilişkili veriler sunmaktadır. Alan yeme-içme ile ilgili bir işlik, kırsal üretimle ilgili bir mekân olarak kullanılmasından sonra olasılıkla bir mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Zira üst tabakadan ele geçen kafatasının hemen yakınında bulunan bronz küpe, pişmiş topraktan haç formlu plaka ve T-formlu bezemesiz dikilitaşlar ölü kültü ile ilişkili bilgiler sunmaktadır. T-formlu benzer dikilitaşlar Tunç Çağı’nda karşımıza çıkmaktadır(79). Alanda özellikle kireç taşı materyalin devşirme olarak kullanmasından dolayı ve dikili taşın dönemi hakkında kesin bir şey söylemek henüz erken olacaktır.

Roma Sütunlu Caddesi’nin kuzey aksının yönünü ve genişliğinin daraltıldığını da yine yapının dış duvarlarından anlaşılmaktadır.

Taş eserler: Alandan çok sayıda depolama kabı yanı sıra taş, mortarium, dibek, öğütme taşı, el değirmeni, ezgi taşı, havan eli ele geçmiştir(80). Buluntuların niteliği alanın kırsal üretim ekonomisini yansıtır. Ele geçen buluntuların tahıl öğütülmesinde nasıl kullanıldığını anlamak amacıyla deneysel bir çalışma yapılarak malzeme teknolojisi hakkında bilgiler edinilmeye çalışılmıştır (Resim: 7). T formlu bir dikilitaş ele geçmiştir.

Seramikler: Yapının kuzey tarafındaki iki adet küçük oda içerisinde duvarlara yakın alanlarda döşemenin altına gömülmüş pithoslara ait gövde parçalarına rastlanılmıştır. Bunların yanı sıra ebatları pithostan küçük olan çok sayıda depolama kabı parçaları ele geçmiştir. Üç adet Orta Çağ kandili yanı sıra yanık izli pişirme kaplarına ve günlük kullanım kaplarına ait seramik parçaları da bulunmuştur. Buradaki isli kaplar ve dolguda yer yer izlenen kömürleşmiş kısımlar buranın tahılın işlenmek üzere kısa süreli depolandığı bir atölye olabileceğini düşündürmektedir. Sırlı seramikler bakımından diğer açmalara göre az sayıda buluntu çıkmasına rağmen Doğu Roma/Bizans Dönemi’ne MS XII. yy.a tarihlenen “Av Sahneli Tabak (Panter, Tavşan)” dikkat çekici bir örnektir (Resim: 8)(81). Ayrıca Orta Çağ’a ait çoğunlukla MS XIV. yy.a tarihlenen Doğu Roma ve Beylikler Dönemi’ne, İslam kültürlerine özgü farklı bezemeler gösteren çok renkli ve düz yeşil sırlı seramikler ele geçmiştir(82). Açmadan ele geçen en önemli buluntular, kent tarihini 5000 yıl öncesine çeken testiciklerdir. Bunların tiyatronun yaslandığı tepeden sürüklenmesi olasıdır. Bu testilerin form özellikleri, hamur karakteri ve insize-aplik bezeme tarzları Erken Tunç Çağı Çukurova yerleşimlerinin özelliklerini göstermektedir. Kaplar dışında yine ETÇ’na ait olduğunu düşündüğümüz seramikler bulunur.

Kemik Obje ve İskeletler: Küçükbaş ve kümes hayvanlarının iskeletlerine ait pek çok kemiğe rastlanılmıştır. Bu iskeletler toplu olarak yapının güney duvarı sınırında yoğunlaşmaktadır. Yapısal bir mezar ya da gömü geleneği içerisinde defnedilmemiş, 15-20’li yaşlardaki bir kadına ait bir kafatası ele geçmiştir(83). Yapının doğu dış duvarında kemik olasılıkla ana tanrıça idolü (?), kemik bir düğme, ağırşak ele geçmiştir.

Metal Objeler: Yapının girişi olduğu düşünülen kısımda çok sayıda kabara ve çiviye rastlanılmıştır. Yine bu kısımda anahtar sistemine ait bir kilit mekânizması bulunmuştur. Pek çok bronz ve demir aksam, yapı mimarisini tamamlayıcı işlev özellikleri gösterir. Bunlardan bazıları da hayvanlar ile ilgilidir. Nal parçaları, hayvanları bağlamak için kullanılan metal parçalar, koşum takımları, üzengi olabilecek çok sayıda metal nesne bunlar arasında sayılabilir. Bronz ve demir kancalar tartı kancaları olarak kullanılmış olmalıdır. Bir bronz kemer tokası ile tıp ve kozmetik işlerinde kullanılan bronz kaşık84, bronz neşter, ahşap lahit kapağı ile ilişkili sekiz köşeli yıldız formunda bronz parça85 ve bronz küpe ele geçen diğer metal eserlerdir.

Cam Objeler: Cam eserler genellikle bütünlükleri bozulmuş küçük parçalar halinde ele geçmiştir. Pencere camları ve günlük kullanıma yönelik kaplara ait cam parçaları yanı sıra bir cam unguentarium parçasına ulaşılmıştır. Ele geçenler arasında kandil ve cam bardak ve kadeh/kadehli kandil parçaları bulunur. Genellikle Orta Çağ’a tarihlenirler.

Sikkeler: 2022 kazı sezonda sikke buluntularının en çok bulunduğu açmadır. Sikkeler Helenistik Dönem’den Roma, Bizans ve Haçlı ve Ermeni Krallığı dönemlerine kadar uzanan bir tarih aralığı gösterirler.

1.1.3. Abbasi Mekânı Bouleuterion/Odeon Güney F 10/3 (3 No.lu Alan)

İdil İLHAN


Bouleuterion/Odeon’un güneyinde, Roma caddesinin stylobat seviyesinde geç dönemde inşa edilmiş, 1.50x2.20 m ölçülerinde dörtgen bir mekân kazılmıştır86 (Resim: 9). Duvar işçiliği kuzey, doğu ve batı tarafta moloz taşlardan oluşan kuru duvar tekniğidir ve güneyde bir kısmı korunmuş tuğla duvarla sınırlanır. Mekânın içerisinde sütunlu caddenin ahşap kirişlerinin oturtulduğu bir sütun parçası güney duvarın bir parçası olarak ele geçmiştir. Batı kenarda geç dönemde düzenlenen su sistemine ait künkler bulunmaktadır. Mekânın kazılarında üst katmanlarda İslami Dönem’e ait tüm halde iki adet kandil ele geçmiştir (Resim: 10). Pişmiş toprak depolama kapları, pişmiş toprak testi parçaları, pişmiş toprak kulp ve kapak parçaları, Helenistik Dönem kırmızı astarlı sofra kapları, kandil parçaları bulunmuştur. Mekânın zemin seviyesine yaklaştıkça MS V.-VI. yy.a tarihlenen, yabani keçi bezemeli, “Geç Roma C” tabak parçası ele geçmiştir87. Zeminde ise özellikle DSA olarak adlandırılan ve MS I. yy.a tarihlenen 2 adet terra sigillata tabak ele geçmiştir88. Diğer bir buluntu ise özellikle cam kandillerde fitili tutmak için kullanılan pişmiş toprak kandil memesidir. Az miktarda çivi ve kabara ele geçmiştir. Genellikle kadeh altlıkları olmak üzere, ağız parçaları, kulp gibi bölümlere ait birçok cam objeye rastlanılmıştır. Mekânın üst katmanlarından birçok hayvan kemiği ele geçmiştir. 1 adet üzeri işlemeli kemik bir ağırşak buluntular arasındadır.

1.2. Bouleuterion / Odeon (4-5 No.lu Alanlar)

Kazısına 2013 senesinde başlanmıştır. Bouleuterion-Odeon’un varlığı, Kilikia Bölgesi’nde yer alan İssos Epiphaneia’nın Roma Dönemi’ndeki siyasal ve entelektüel açıdan yüksek konumunu göstermesi adına çok önemlidir. Yapı kent merkezinde sütunlu caddenin kuzeyinde, tiyatronun güney batısında yer almaktadır. Stoa, agora ve sütunlu caddeye açılan cephesiyle kentin merkez aksına bağlanır. Bouleuterion yaklaşık olarak 32x18 m boyutlarında olup, yapı tamamına yakını korunmuş durumdadır89. Yapının iç duvar örgüsü opus caementicumdur. Yapının dış duvarları ise kesme taş bloklarla inşa edilmiştir. Yarım daire planlı caveada korunan 6 oturma sırası vardır. Oturma sıraları kireçtaşından yapılmıştır. Cavea dört klimakesle üç kerkidese ayrılmıştır. Caveanın her iki yanında üzeri tonozla örtülü parodos girişleri ve kemerli kapılar bulunmaktadır. Sahne binasının cephesi nişlerle hareketlendirilmiş ve önünde pulpitum kısmı yer alır. Bouleuterion mimarisi, yazıt ve buluntuları ışığında MS I.-II. yy.a tarihlenmektedir90. Yapının son kullanım evresinin ise MS XIII.–XIV. yy.a ait olduğu buluntular ışığında tespit edilmiştir

2022 yılı çalışmaları kapsamında Bouleuterion/Odeon’da doğu ve batı parodoslar dış çevre duvarının bir kısmı ile cavea analemma duvarı arasında kalan bölgede kazılar sürdürülmüştür (Resim: 11).

1.2.1 Bouleuterion/Odeon Doğu Parodos Açması (4 No.lu Alan (Resim: 12)

Nurhayat AKYÜREK


Bouleuterion/Odeon’un formu dışta dikdörtgenler prizması plana sahip olup opus quandratum tekniğinde inşa edilmiştir. Kazılarla birlikte dış çeper duvarı içteki cavea arasında tonozlu birbiriyle bağlantılı ikili ambulacral tonoz olduğu fakat bu bölümün yıkıldığı görülmüştür. Bu alanın kazısında üst seviyelere yakın kısımda, Orta Çağ’da bir mezarlık alanı olarak kullanılmıştır. Genellikle belli bir mezar düzenlemesi olmadan fakat mezar hediyeleri olduğu düşünülen objelerle birlikte 2 gömü ele geçmiştir. Diğer gömü ise cavea ile dış duvar arasına sonradan örülerek inşa edilen duvarın kenarına pişmiş toprak bir pithos üzerinde ele geçmiştir. Defin kazısını gerçekleştiren Fiziki Antropolog Araş. Gör. Dr. Ali Rıza Can tarafından, iskelet grubunun bir çocuk, bir erkek ve bir kadına ait bireyleri temsil ettiği tespit edilmiş, yanı sıra bir erkek kafatası da gün yüzüne çıkarılmıştır91. Erkek kafatasının bulunduğu alanda 2 büyük çivi ve yine iskeletlerle bağlantılı pişmiş toprak çelenk içerisinde Latin haçı ele geçmiştir. Alan kazısından defne çelengi içerisinde haç, gamalı haç-meander, inci-boncuk-astragal, palmet tasvirli kaplama levhaları geçmiştir (Resim: 13). Aynı zamanda benzer buluntular porticos kazılarında de rastlanılmıştır. Bunlar kentte MS VI. yy.da inşa edilen kilisenin duvar kaplama levhalarıdır92. Fakat bu alan olasılıkla Orta Çağ Hristiyan krallıklarına ait yerleşimciler tarafından mezarlık alanı olarak kullanılmış ve daha önceki döneme ait bu kiremitler Hristiyan inancına sahip kişilerin mezar hediyesi olarak konulmuş olmalıdır (Resim: 13). Bu alandan Haçlı Krallığı’na ait sikkelerin de ele geçmiş olması bu öngörüyü desteklemektedir93. Aynı mezarlık alanında hem daha önceki araştırmalarda hem de 2022 kazılarında Ermeni Kralı Hetoum’a ait sikkeler ele geçmiştir94. Kazıdan ele geçen diğer bir buluntu gurubunu sgrafitto tarzında pişmiş toprak levhalar oluşturur. Orta Çağ’a ait sgrafitto tekniğinde bezemeli seramikler de bulunmuştur. Alandan az sayıda Roma Dönemi’ne ait terra sigillata seramik parçası da ele geçmiştir. Mezar hediyesi olduğu değerlendirilen buluntu sedeften yapılmış haç kolye ucudur (Resim: 14)95. Diğer bir buluntu ise ince bronz bir küpe parçasıdır. Dokumada kullanılan yeşil serpantin taşından bir ağırşak ele geçmiştir. Bazı bıçak buluntuları iskelet kalıntılarının yakınında bulunmuştur. Bronz bir kemer tokası ele geçmiştir. Terazi kancaları ve cam kadeh formlu kandillerde kullanılan bronz fitil tutucu ele geçmiştir. Ele geçen sikkeler Orta Çağ’a tarihlenir; MS XIII. yy. ve Haçlı Dönemi’ne tarihlenirler.

1.2.3. Bouleuterion/Odeon Batı Parodos Açması (5 No.lu Alan) (Resim: 12)

İdil İLHAN


Bouleuterion/Odeon’un batı yönünde sahne binası hizasından başlayarak dış çevre duvarı ve batı parodosu kazılmıştır. Yapının geç dönem evresinde işlev değiştirmesi sonucunda batı bölümünde kuru duvar tekniğinde bir duvar örüldüğü gözlemlenmiştir. Kazının geç dönem tabakalarından İslam dönemlerine ait sırlı seramikleri ele geçmiştir. Bununla birlikte akıntı dolgudan, cavea üzerindeki ve batı parodos alanındaki akıntı dolgudan Orta Çağ seramikleri yanı sıra ETÇ seramikleri de ele geçmiştir. Zemin seviyesinde tüm bir pişirme kabı ele geçmiştir. Bouleuterion/Odeon Batı Parodos kazılarında çok yoğun cam cürufuna rastlanmıştır. Buna yoğun cam buluntuları eşlik eder. Buluntular arasında cam bilezik, tam olarak ele geçmiş bir unguantarium çeşitli cam buluntulardır (Resim: 15). Bunlarla birlikte buluntular arasındaki yoğun olarak ele geçen cam çubuğu ve cam cürufu, alanın geç bir evrede cam üretim atölyesi olarak kullanıldığını düşündürmektedir96. Küçük dokuma aletlerinin yanı sıra yeşil serpantin taşından bir ağırşak ile akik çok köşeli bir boncuk parçası, kemikten yapılmış çeşitli nesneler ele geçmiştir. Kentin ekonomik karakteri ve teknolojisini ortaya koyacak önemli buluntu ise dokuma tezgahında ipleri birbirinden ayırmak için kullanılan bir parçadır. Bouleuterion/Odeon Batı Parodos kazılarından ele geçen önemli metal buluntulardan biri büyük bir demir anahtar ve demir bir balta/labyrs’dir. Çift taraflı baltanın erken örnekleri Tunç Çağı kültürlerinde karşımıza çıkmaktadır. Fırtına Tanrısı Teşup ve Helenlerde Zeus’un atribütüdür. Epiphaneia demir baltası ise daha çok ritüel işlevinin yanı sıra günlük kullanım işleviyle kullanılmış olmalıdır.

#KAYNAKÇA

Appianos, Romaika. Appian’s Roman History. Kull. Çeviri: H. White, The Loeb Classical Library, London,1954.

Bamyacı 2021: Bamyacı, O. “Prehistorik Dönemden Roma Dönemine Kadar Yakındoğu” 11-43. Ed. O. Dumankaya. Arkeolojik Küçük Buluntular Pişmiş Toprak, Metal, Kemik, Cam ve Taş Eserler, Doruk Yayınları, 2021.

Burlot – Yona-Waksman 2021: Burlot, J.-Yona-Waksman, S. “Cultural, Technological, and Economic Changes in Western Anatolia: Observing the Byzantine-Ottaman Transition (Thirteenth-Fifteenth Centuries) through Glazed Tableware”157-190. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Canlı 2021: Canlı, H. “Philadelphia (Isauria) Kozmetik/Tıp Aletlerinden Bir Grup Sonda” 238-297. Ed. O. Dumankaya. Arkeolojik Küçük Buluntular Pişmiş Toprak, Metal, Kemik, Cam ve Taş Eserler, Doruk Yayınları, 2021.

Cicero. XXVII Letters to Friends, Books XIII-XVI. Kull. Çeviri: W.G. Williams, Harvard University Press, Cambridge, 1998.

Çelik 2012: Çelik, Ö. Erzin (Eppphaneia) Roma Dönemi Hamam Mozaikleri. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay.

Çelik 2018: Çelik, Ö. “Erzin-İssos (Epiphaneia) Antik Kent Kazısı”, 39. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2. Cilt, s. 89-109.

Doğer 2007: Doğer, L. “Byzantine ceramics: Excavations at Smyrna Agora (1997-98 and 2002-03) 97-122. Eds. B. Böhlendorf-Arslan-A. O. Uysal-J. Witte-Orr. Çanak Late Antique and Medieval Pottery and Tiles in Mediterranean Archaeological Contexts, Byzas 7, DAI.

Erdan 2019: Erdan, E. Tisna I, İlk Araştırmalar ve Gözlemler, Ege Yayınları, 2019. Erten-Yağcı 1999: Erten-Yağcı, E. “Kilikia’da Cam” Olba II, Cilt 1, s. 169-184.

Erzen 1940: Erzen, A. Kilikien bis zum Ende der Perserherrschaft. Robert Noske, Borna – Leipzig,1940.

Heberdey–Wilhelm 1896: Heberdey, R.–Wilhelm, A., Reisen in Kilikien. Ausgeführt 1891 und 1892 im Auftrage der Kaiserlichen Akademie der Wissenschaften, Wien, 1986. Hellenkemper 1986: Hellenkemper, H. Neue Forschungen in Kilikien. Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Wien, 1986.

Hild - Hellenkemper 1990: Hild, F. ve Hellenkemper H. Kilikien und Isaurien. Tabula Imperii Byzantini. Band (5). Viyana: Verlag der Österreichischen Akademie der Wissensc- haften, Wien, 1990.

Kontogiannis – Böhlendorf-Arslan 2021: Kontogiannis, N. D. – Böhlendorf-Arslan, B. “Glazed Wares as Cultural Agents: Previous Research, Current Scope, and future Challen- ges” 3-25. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Köroğlu 1999: Köroğlu, G. “Yumuktepe Höyüğü ve İslami Döneme Ait Bir Cam Kandil” Olba II, Cilt 1, s. 241-252.

Kurt 2009: Kurt, M. “Ovalık Kilikya’nın Yeni Babil Devleti için Stratejik ve Ekonomik Önemi” Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, 2009, Sayı:22, s. 185-195.

Lehmann 2006: Lehmann, G. - Killebrew A. E.- Gates, M.-H. –Halptern, B. “The Mopsos Project: The 2004 Season of Archaeological Survey in the Bay of İskenderun, Eastern Cili- cia”, 23. AST, (2), s. 79- 88.

Magdalino 2018: Magdalino, P. “A Meditation on the Culture of Spolia” 341-347. Eds. I. Jevtiv – S.Yalman. Spolia Reincarnated Afterlives of Objects, Materials, and Spaces in Anatolia from Antiquity to the Ottaman Era, 10th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2018.

Özbayoğlu 1998: Özbayoğlu, E. “Cicero’nun, Panter Avına İlişkin Birkaç Cilicia Mektu- bu” Olba 1, 1998, s. 131-138.

Özdilek 2017: “Andriake Sinagogu’ndan Ele Geçen DSA Grubu Seramikleri” Cedrus V,2017, s. 337-395.

Özdilek- Tıbıkoğlu 2023: “Toprağın Altında Geleceği Bekledi” Milliyet Arkeoloji, Ekim Sayısı, 2023, s. 24-25.

Özdilek – Tıbıkoğlu - Ersoy 2023: Özdilek, B. – Tıbıkoğlu, O. – Ersoy, A. “İssos- Epiphaneia 2022 Excavations” ANMED 21, 2023, s. 29-33.

Özdilek – Tıbıkoğlu 2024: “L’Iconographie D’Artemis Versailles sur le mosaïque Roma- ines D’Orient a la Lumiere de la mosaiques d’Issos-Epiphaneia”. XVIth Conference of the Association Intemationale pour L’Etude de la Mosalque Antique (AIEMA) Mosaics between East and West: Common traits, differences, exchanges, 14-20 October 2024 - Sofia (in press). Özdilek – Tıbıkoğlu – Muluk 2024: Özdilek -Tıbıkoğlu - Muluk 2024 bkz. “Roman Peri- od Waterways of Issos-Epiphaneia (Erzin-Hatay) Projection of Roman Period Water Suppl- y-Distribution -Discharge Policy to Today’s Erzin. Interdisciplinary Conference: Sustainable Water Management: Learning from the Past to Inform the Future A Joint BIRI Conference in London.15th - 16th March 2024 | The British Academy, London (hazırlanıyor).

Özgen – Gates 1993: Özgen, İ. – Gates, M. H., “Report on the Bilkent University Archa- eological Survey in Cilicia and the Northern Hatay: August 1991”, 10. Araştırma Sonuçları Toplantısı, 1993, s. 387-394.

Özkul-Fındık 2021: Özkul-Fındık, N. “Human Figures on Ceramics from Misis in Me- dieval Anatolia” 215-234. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Öztaşkın 2021: Öztaşkın, M. “Production of Glazed waresnand Their Identity from the Byzantinento Ottoman Periods in Aphrodisias” 115-132. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlen- dorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Pamir – Kara 2019: Pamir, H. – Kara, D. “Epiphaneia (Erzin) 2017 Kazısı”, 40. Araştır- ma Sonuçları Toplantısı, 2019, s. 317-388.

Pamir – Yastı 2020: Pamir, H. – Yastı, N., “Epiphaneia (Erzin) 2018 İlk Sonuçları”, 41. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2020, s. 371-393.

Pamir vd. 2022: Pamir, H. – Yastı, N. – Ersoy, A. – Özdizbay, A. – Bağlıbel, S. – Öncü, K.- Kayaş, P., “Issos- Epiphaneia 2019-2020 Çalışmaları”, Kazı Sonuçları Toplantısı 2019- 2020 Kazı Çalışmaları, Cilt 2, 2022, s. 409-428.

Pamir vd. 2023: Pamir, H. – Ersoy, A. – Erdoğan, O. – Kayaş, P., “Epiphaneia 2021 Yılı Çalışmaları”, 42. Kazı Sonuçları Toplantısı, Cilt 3, 2023, s. 155-168.

Plin. Nat. Plinius Naturalis Historia Kull. Çeviri: H. R. Rackham, The Loeb Classical Library, London: 1958.

Sayar 1999: Sayar, M. “Kilikien un die Seleukiden. Ein Beitrag zur Geschicte Kilikiens unter der Seleukidenherrschaft anhand einer neuentdeckten Festung und einer neugefunde- nen Inschrift” Asia Minor Studien 34, Studien zum antiken Kleinasien IV, 1999, s. 125-136.

Sayar 2008: Sayar, M. H., “Kilikia Yüzey Araştırmaları 2006”, 25. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt 2, 2008, s. 277-287.

Sayar 2011: Sayar, M. H. “Kilikien unter den Diadochen Epigraphische Zeugnisse aus der hellenistischen Zeit Kilikiens und ihre Bedeytung für die altertumswissenschaftliche Er- forschung des östlichen Mittelmeerraumes” 217-245. Eds. A. Hoffmann – R. Posamentir – M. H. Sayar. Hellenismus in der Kilikia Pedias, Byzas 14, Ege Yayınları, 2011.

Sayar 2012: Sayar, M. H., “Kilikya Eskiçağ Tarihi-Coğrafyası ve Yerleşim Arkeolojisi Araştırmaları 2010”, 29. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt 1, 2012, s. 461-465.

Sezgin - Çelik 2015: Sezgin, N.–Çelik, Ö. “İssos (Epiphaneia – Oiniandos) Kazısı”, 22. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2015, s. 243-257.

Strabon Geographika Kull. Çeviri: Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: 12-13-14). Çev. A. Pekman, İstanbul, 2002.

Stern 2021: Stern, E. J. “Caught between Two worlds: Decoding Levantine Alkaline Gla- zed Ware of the Fatimid to Crusader Periods (Eleventh-Twelfth Centuries)”. Eds. N. Kon- togiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Strothenke-Koch 2021: Strothenke-Koch, E. “Glazed pottery in the Doliche Monastery: Preliminary Considerations on Trading Routes and Their Limits between the Cilician Taurus and the Tigris” 191-213. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Cul- turel Agents in the Byzantine, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Tempesta 2005: Tempesta, C. “Tempesta, “Antiochus IV. Epiphanes and Cilicia”, Adalya VIII, 2005, s. 59-82.

Tıbıkoğlu – Özdilek 2023: Tıbıkoğlu, O. – Özdilek, B. “İlçe Hafıza Mekânı, Tıbıkoğlu Konağı, Hatay/Erzin’in Tescillenen İlk Sivil Mimarlık Örneği” Milliyet Arkeoloji Kasım Sa- yısı, 2023.

Tıbıkoğlu – Özdilek 2022: Tıbıkoğlu, O. – Özdilek, B. “Modern Bir Hatay (Antiokheia) Mozaiği “Ortak-Varoluş” I, JMR 15, 2022, s. 433-458.

Tıbıkoğlu – Özdilek 2024: Tıbıkoğlu, O. – Özdilek, B. “Revival of Antiochian Mosaic Art Reproduction of the Artemis Mosaic in the Issos-Epiphaneia Artemis Bath” AIEMA Spe- cial Volume for Catherine Balmelle (in press).

Tobin 1995: Tobin, J. “The City in the Sand Dunes: A Survey of a Roman Port Facility in Cilicia” 13. AST. (2), s. 151-164.

Tobin 1999: Tobin, J. (1999). “Küçük Burnaz: A Late Roman Mansio in Smooth Cilicia” OLBA II, 1. Cilt, s. 221-226.

Tobin 2004: Tobin, J. Black Cilicia: A Study of the Plain of Issus during the Roman and Late Roman Periods. BAR International Series. Oxford, 2004.

Tülek 2011: Tülek, F., “Osmaniye Arkeolojik Yüzey Araştırması 2009 Yılı Çalışması”28. AST. (1), s. 373-387.

Tülek 2012: Tülek, F., “Burnaz, Doğu Akdeniz’de Antik Bir Liman”, Arkeoloji ve Sanat 140., 2012, s. 177- 194.

Ünal – Girginer 2007: Ünal, A. ve Girginer, K. S. (2007). Kilikya-Çukurova, İlk Çağ- lardan Osmanlılar Dönemine Kadar Kilikya’da Tarihi Coğrafya, Tarih ve Arkeoloji, Homer Yayınevi, İstanbul, 2007.

Ünal – Toy – Özcihan 2021: Ünal, C. - Toy, M. – Özcihan, İ. “Tralleis Antik Kenti Kazısı Kemik Buluntuları”. Ed. N. Öztürk, Tralleis I, Kemik Buluntular, Bilgin yayınevi, Ankara 2021.

Wartburg 2007: von Wartburg, M.L., “Chronology and stratigraphy of the Medieval Pot- tery of Cyprus. Eds. B. Böhlendorf-Arslan – A. O. Uysal – J. Witte-Orr. Çanak Late Antique and Medieval Pottery and Tiles in Mediterranean Archaeological Contexts, Byzas 7,DAI, 2007.

Yağcı 1999: Yağcı, R. “M.Ö. III. -II. Binde Kilikia’da Ticaret” Olba II (Özel Sayı) Cilt 1, s. 17-26.

Yona 2021: Yona-Waksman, S. “Pottery production in Constantinople/İstanbul: Recent Excavations and New Issues Regarding the Diffusion of Models and techniques” 65-81. Eds. N. Kontogiannis; B. Böhlendorf-Arslan. Glazed Wares as Culturel Agents in the Byzanti- ne, Seljuk, and Ottaman Lands, 13th International Anamed Annual Symposium, ANAMED, İstanbul, 2021.

Yükmen Edens 2019: Yükmen Edens, B., “Erken Prehistorya ve Kilikya Bazalt Alanları Pro- jesi 2017 Yüzey Araştırmaları”, 36. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt 1, 2019, s. 297-320.

Yükmen Edens 2020: Yükmen Edens, B., “Erken Prehistorya ve Kilikya Bazalt Alanları Projesi Aşama II: 2018 Yüzey Araştırmaları”, 37. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Cilt 1, 2020, s. 297-310.

Zimmermann 2022: Zimmermann, S., Çanak Çömlek öncesi Neolitik Dönem’den Demir Çağı Sonuna Kadar Dikilitaşlar, (Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi) An- kara, 2022.

Kaynaklar

  • Doç. Dr. Banu ÖZDİLEK, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji ABD, Antakya-Hatay/TÜRKİYE, E-posta: ozdilek.banu@gmail.com Ayşe ERSOY, Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü, Antakya-Hatay/TÜRKİYE, E-posta: ayse.ersoy@ktb.gov.tr Dr. H. Onur TIBIKOĞLU (Arkeoloji), Bağımsız Araştırmacı, Antakya-Hatay/TÜRKİYE, E-posta: tibikoglu@ gmail.com

1 İssos Epiphaneia Antik Kenti’ndeki arkeolojik çalışmalar, 2022 araştırma sezonunda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izinleri ile Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy’un başkanlığında ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesinden Doç. Dr. Banu Özdilek’in bilimsel danışmanlığında yürütülmüştür. Çalışmalarımız 08.08.2022 ile 30.11.2022 tarihleri arasında; kazı, haritalama, küçük eser restorasyonu, belgeleme, fotoğraflama ve çizim faaliyetlerini kapsamıştır. 2022 sezonunda bilim ekip üyesi arkeologlarımız; Dr. H. Onur Tıbıkoğlu, Ali Çelikay (Hatay Arkeoloji Müzesi), M. Naif Sönmez, Nurhayat Akyürek, Serap Özer, Nazmi Kapbaş; Sosyal ve Kültürel Antropolog Doç. Dr. Koray Cengiz (HMKÜ), Fiziki Antropolog Dr. Ali Can Rıza (HMKÜ), Coğrafyacı Dr. Mesut Şimşek (HMKÜ); Restoratör Esra Akarca, öğrencilerimiz İdil İlhan (HMKÜ Arkeoloji öğrencisi) ve İç Mimar Nihat Çalışkan (HMKÜ restorasyon öğrencisi) kazı ekibimizde yer alarak bizzat saha çalışmalarına iştirak etmişlerdir. 2022 kazı sezonunda 20 işçi kazı çalışmalarına katılmıştır. İlk sene kazı istasyonun kurulması, arazi düzenlenmesi-hazırlığı, teknik donatımın tamamlanması, depo sayımı, kayıt, envanterleme ve devir teslim işlemleri yapılmıştır. Erzin’in ilk tescillenen sivil mimarlık örneği Tıbıkoğlu Konağı, ilçe hafıza mekânı ve kazı çalışma ofisi olarak restorasyon projesi tarafımızdan hazırlanmıştır. Bkz. Tıbıkoğlu–Özdilek 2023 “İlçe Hafıza Mekânı, Tıbıkoğlu Konağı, Hatay/Erzin’in Tescillenen İlk Sivil Mimarlık Örneği” Milliyet Arkeoloji Kasım Sayısı, 2023. Teşekkürler; T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne, Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy’a ve müze uzmanı Ali Çelikay’a, Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne, Hatay Valiliğine, Hatay Büyükşehir Belediyesine, Erzin Belediyesine, Erzin Sanayi ve Ticaret Odasına, Erzinli iş insanlarına, yukarıda saydığımız ekibimize İssos-Epiphaneia kazısına verdikleri bilimsel katkılardan dolayı teşekkürü bir borç biliriz. Koç Üniversitesi ANAMED ve AKMED-Münih Alman Arkeolojisi Enstitüsü ve Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsüne sunulan “İssos-Epiphaneia Kazı” projesine verdikleri burslar kapsamında bilimsel çalışmalar yürütülmektedir, destekleri için teşekkür ederiz. Heberdey-Wilhelm, 1896, 17-18; Tülek 2012, 175.

2 Yükmen-Edens 2019, 297-320; Yükmen Edens 2020, 297-310.

3 Lehmann-Killebrew-Gates-Halpern 2006, 79-88.
4 Turunçlu köyünde ekibimizden Sosyal ve Kültürel Antropolog Doç. Dr. Alim Koray Cengiz araştırmalar yapmıştır. Köy sakinlerinin 1894 yılında Girit adasının Kandiya Bölgesi’nden göç ettiği ve göç neticesinde şu andaki bölgeye iskân edildikleri anlaşılmıştır. Tarımla uğraşan ve Yunancanın Girit lehçesini kullanan köy sakinleri, günümüzde de etkin bir şekilde bu dili konuşmayı sürdürmektedirler. Turunçlu köyü yemek kültürü, inanç şekilleri ve beslenme alışkanlıkları araştırılmaktadır. Turunçlu köyünde gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında, Ulusal Giritliler Festivali’nde kazı ekibi Arkeolojik, Antropolojik, Etnomüzikoloji ve Tarih alanlarında sunumlar gerçekleştirmiştir.
5 Yükmen-Edens 2019, 297-320; Yükmen-Edens 2020, 297-310.
6 İssos-Epiphaneia’da ilk çalışmalar Kilikia Yüzey Araştırmaları kapsamında yapılmıştır, bkz. Özgen–Gates 1993, 387-393; Sayar 2006, 1-7; Sayar 2008, 277-287. İssos’ta öncelikle Hatay Arkeoloji Müzesi tarafından Artemis Hamamı kazıları yapılmıştır, bkz. Çelik 2019, 89-109. 2011-2016 yıllarında kentte müze kurtarma kazıları yapılmıştır, bkz. Sezgin-Çelik 2015, 243-256. 2017-2021 yılları arasında müze katılımlı kazı statüsünde çalışmalar sürdürülmüştür, bkz. Pamir –Kara 2019, 317-327; Pamir-Yastı 2020, 371-393; Pamir vd. 2022, 409- 428; Pamir vd. 2023, 155-165.
7 Özdilek-Tıbıkoğlu 2023, 45 vd.; Özdilek–Tıbıkoğlu–Ersoy 2023, 29, 31, Fig. 4. 8 Özdilek–Tıbıkoğlu–Ersoy 2023, 29, 31, Fig. 4.
9 Lehmann ve ekibi tarafından İssos Ovası ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında da Geç Tunç Çağı ve Değir Çağı seramiklerine rastlanmıştır. Bkz. Lehmann et all. 2006, 81.
10 İssos Ovası’nda gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında da benzer bir kronoloji Kalkolitik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar uzanmaktadır, bkz. Özgen–Gates 1993, 388.
11 Sezgin ve Çelik’in 2013 yılındaki çalışmalarında da Geç Bronz Çağ ve Demir Çağ’a ait seramikler ele geçmiştir, bkz. Sezgin-Çelik 2015, 243.
12 Ünal-Girginer 2007, 52 vdd.
13 Yağcı 1999, 17-26.
14 Kurt 2009, 186.
15 Hild-Hellenkemper 1990, 250.
16 Plinius V.91.
17 Plinius V.91.
18 Tempesta 2005, 66-67.
19 Sayar, 2007: 251; Tempesta 2005,73 vd. IV. Antiokhos Epiphanes’in ölümünden sonra iç savaşlar artmış krallığın gücü zayıflamış ve korsanlık faaliyetleri yoğunlaşmıştır.
20 Helenistik Dönem sikkeleri üzerindeki Epiphaneia ismi için bkz. Tempesta 2005, 66. Stoanın zeminindeki mozaikte mozaiği yaptıran bani Piskopos’un Epiphaneia kenti için yaptığı yazılıdır. Bkz. Pamir- Yastı 2020, 378.
21 Tıbıkoğlu-Özdilek 2022, 447, 448.
22 Sayar 2011, 217-245.
23 Tempesta 2005, 59-82.
24 Sayar 1999, 125-136.
25 Strabon XIV. 5. 1. Kilikia Pedias, Kilikia Trakheia’nın doğusunda, Touros (Toros) dağlarının güneyinde, doğuda Akdeniz-İskenderun-İssos Körfezi’ne, batıda Mersin’e kadar uzanan bölümü kapsamaktadır. Bkz. Sayar 2011, 218.
26 Appian. Mithridates XV 105.
27 Appian. Mithridates XV 105; Sayar 2011, 218; Ünal-Girginer 2007, 227.
28 Burnaz’daki liman yerleşiminin de Epiphaneia gibi, Pompeius bölgedeki korsanları mağlup ettikten sonra Adana ve Epiphaneia’ya korsanları yerleştirip yeniden düzenlendiği düşünülmüştür. Bkz. Tobin 1999, 224.
29 Özbayoğlu 1998, 132; Ünal-Girginer, 2007: 229.
30 Cicero, ad. Fam., XV. 4. 10.
31 Tobin 1999, 225; Ünal-Girginer 2007, 260.
32 Ünal-Girginer 2007, 261.
33 Hild-Hellenkemper 1990, 251.
34 Tobin 1999, 225.
35 Tobin 1999, 225, Tobin 2004.
36 Tobin 1999, 225.
37 Hild-Hellenkemper1990, 250.
38 Ünal-Girginer 2007, 280. MS IX. yy.da Halife al-Mu’tadid Tarsus’u egemenliğine alabilmek için şehirde birçok gün konaklamıştır.
39 Hild-Hellenkemper 1990, 250.
40 Tobin 1999, 225.
41 Hild-Hellenkemper 1986, 103.
42 Tıbıkoğlu-Özdilek 2022, 447, 448; Özdilek-Tıbıkoğlu 2023, 24 vd.
43 Bu bağlamda Hatay-Erzin’in ilk tescillenen sivil mimarlık örneği Tıbıkoğlu Konağı, ilçenin tarihini gelecek kuşaklara aktarmak adına İlçe Hafıza Mekânı ve İssos-Epiphaneia kazı ofisi olarak işlevlendirilecektir. Bkz. Tıbıkoğlu-Özdilek 2023, Milliyet Arkeoloji Kasım Sayısı, 2023.
44 Heberdey–Wilhelm 1896, 17 vd.
45 Sezgin-Çelik 2015, 248; Pamir-Yastı 2020, 373; Pamir vd. 2023, 157. Hamam’dan doğu-batı yönüne Baise/ Payas yerleşimine uzanan Roma decumanus maximus olarak adlandırılan bir cadde bulunur. Bkz Çelik 2018, 98; Pamir vd. 2022, 412; Pamir vd. 2022, 412.
46 Sezgin-Çelik 2015, 245.
47 Çelik 2018, 97.
48 Bazilika mimari form; üç nefli apsisli bir plana sahiptir. Kilisenin etrafı ve kesimleri geometrik mozaik tabanla süslüdür. Pamir-Yastı 2020, 381, Pamir vd. 2023, 159.
49 Çelik 2018, 95-96; genel olarak bkz. Çelik 2012.
50 Özdilek-Tıbıkoğlu 2024 bkz. “L’Iconographie D’Artemis Versailles sur le mosaïque Romaines D’Orient a la Lumiere de la mosaiques d’Issos-Epiphaneia”. XVIth Conference of the Association Intemationale pour L’Etu- de de la Mosalque Antique (AIEMA) Mosaics between East and West: Common traits, differences, exchanges, 14-20 October 2024-Sofia (in press).
51 Tıbıkoğlu-Özdilek 2024 bkz. “Yeniden Antiokheia Mozaik Sanatı İssos-Epiphaneia Artemis Hamamı Arkeo- park Projesi Kapsamında Artemis Mozaiğinin Yeniden Üretilmesi” AIEMA Special Volume for Catherine Bal- melle (in press).
52 Genel olarak bkz. Tobin 2004; Özdilek-Tıbıkoğlu-Muluk 2024 bkz. “Roman Period Waterways of Issos-Epip- haneia (Erzin-Hatay) Projection of Roman Period Water Supply-Distribution -Discharge Policy to Today’s Er- zin. Interdisciplinary Conference: Sustainable Water Management: Learning from the Past to Inform the Future A Joint BIRI Conference in London.15th-16th March 2024 | The British Academy, London (hazırlanmaktadır).
53 Sayar 2012, 465.
54 Tobin 1995, 151; Tobin 1999, 221; Tobin 2004; 92; Lehmann et al. 2006, 83; Tülek 2012, 177- 180. Özgen, Gates, Tobin Küçük Burnaz’ın Epiphaneia’nın limanı ve ovalık Kilikya’daki diğer yerleşimlerin de bu limanı kullandıklarını düşünmektedirler. Tülek, Burnaz’daki limanın Özgen ve Gates’in araştırmalarında tespit ettikle- ri 23 yerleşimin denizden ulaşım ve ticaret ağı için kullanılmış olduğunu ileri sürmüştür. Bkz. Tülek 2012, 187.
55 Sayar 1991, 209-210; Sayar 2012, 465.
56 Tobin 1995, 151; Tobin 1999, 225; Tobin 2004; 92; Lehmann et al. 2006, 83.
57 Fiziki Antopoloji çalışmaları Dr. Ali Rıza Can tarafından gerçekleştirilmiştir.
58 Sosyal ve kültürel çalışmalar Doç. Dr. Alim Koray Cengiz tarafından gerçekleştirilmiştir.
59 Haritalama ve fotogrametrik çalışmalar Dr. Mesut Şimşek ve Dr. H. Onur Tıbıkoğlu tarafından gerçekleştiril- miştir.
60 Çelik 2018, 98 vd.; Sezgin–Yastı 2015, 247, 248, Resim: 10; Pamir–Yastı 2020, 377; Pamir vd. 2023, 157.
61 İthaf yazıtının etrafı ve üzerindeki diğer panelde de geometrik motiflerden oluşan bir süsleme bulunur, bkz. Pamir–Yastı 2020, 378, Pamir vd. 2022, 414; Pamir vd. 2023, 157.
62 Çelik 2018, 98 vd.
63 Çelik 2018, 98 vd.
64 Çelik 2018, 98; Pamir-Kara 2019, 327.
65 Antik Çağ’da devşirme malzeme kullanımına ilişkin bkz. Magdalino 2018, 341-347.
66 Kadeh formlu tüm ele geçen üzeri açık sarı-yeşil sırlı ve dış yüzeyinde astar akıtma izleri bulunan örneğin ben- zeri Orta Çağ Thebes yerel üretimi seramiklerle benzeşmektedir. Bkz. Liard–Kondyli 2021, 140, Fig. 4.
67 Tümlenebilir çok ince cidarlı, deve tüyü tek kulplu bu maşrapa, İslami Dönem’e (Abbasi) ait olup, birebir ben- zeri Yumuktepe Höyüğü’nden ele geçmiştir. Bkz. Köroğlu 1999, 244, Fig. 7.
68 Terminolojide splash ware tekniği olarak geçen Kilikya Bölgesi-Doliche’den ele geçen örnekler, MÖ 8. yüz- yılın ikinci yarısına tarihlenir. Kilikya Bölgesi’nde Tarsus’ta üretimi olduğu bilinmektedir. Doliche örnekleri için bkz. Strothenke-Koch 2021, 191-213. Bizim araştırmalarımıza göre, büyük olasılıkla İssos-Epiphaneia’dan oldukça yoğun sayıda ele geçen sırlı örnekler, fırın çubukları ışığında kentte olasılıkla Abbasi ve Haçlı dönem- lerinde seramik üretimi yapıldığı düşünülmektedir. Haçlı Dönemi’nde St Simeon-Levant Bölgesi’nde ve Kinet Höyük’te de seramik üretimi tespit edilmiştir. Bkz. Özkul-Fındık 2021, 221.
69 Öztaşkın 2021, 120.
70 Von Wartburg 2007, 431, Fig. 9-432, Fig. 10.
71 Bizans Dönemi’ne ait fırın çubuklarının kullanımına yönelik seramik fırın canlandırması için bkz. Yona-Waks- man 2021, 73, Fig. 11.
72 Benzer örnekler için bkz. Burlot–Waksman 2021, 167, Fig. 4. MS XIV. yy. ortasına tarihlenmekte olup, Mani- sa’dan ele geçen örnekler Türk nüfusunun gelmesiyle görülmektedir.
73 Stern 2021, 277-281.
74 İssos-Epiphaneia seramiklerinin benzerleri Ephesos’tan Beylikler Dönemi’ne ait polykrom sgraffito seramikle- ridir. Bkz. Burlot–Waksman 2021, 163, Fig. 2.
75 Bamyacı 2021, 42, Fig. 12.
76 Benzer örnek için bkz. Ünal -Toy-Özcihan 2021, 53.
77 Ünal-Toy-Özcihan 2021, 39-200.
78 Benzer örnekler için bkz. Erdan 2019, 190.
79 Genel olarak bkz.: Zimmermann 2022.
80 Öğütme taşları için bkz. Bamyacı 2021, 14-43.
81 Benzer temadaki tabaklar Aphrodisias’ın yerel üretimleri olarak görülmektedir. Bkz. Öztaşkın 2021, 120.
82 Benzer örnekler için bkz. Öztaşkın 2021, 123; fig. 4. Beylikler Dönemi’ne ait yeşil sırlı örnekler için bkz. Öz- taşkın 2021, 129, Lev. 6. 3.
83 İskeletler kazı ekibi üyesi Dr. Ali Rıza Can tarafından çalışılmaktadır.
84 Benzer örnekler için bkz. Canlı 2021, 247.
85 Benzer örnek Yumuktepe Höyüğü’nden ahşap lahit kapağına monte edildiği düşünülen bronz obje ile benzerdir. Bkz. Köroğlu 1999, 243.
86 Pamir–Yastı 2020, 379.
87 Benzer örnekler Doğer 2007, 110, Pl. IV.
88 Andriake’den ele geçen benzer örnekler için bkz. Özdilek 2017, 337-395. 89 Sezgin–Çelik 2015, 246; Pamir–Yastı 2020, 377-379. MS I. ve II. yüzyıllara tarihlenen bir yazıt, yapının ana- lemma duvarının başlangıcındaki postament bloğunun üzerinde bulunmaktadır, bkz. Çelik 2018, 97. Prof. M. H. Sayar tarafından okunmuştur. Bu yazıtta; Dionysia, bereket rahibi Dionysos Kallikarpos’un rahibi Theophi- los’un görevi sırasında bu yazıtı adadığı okunmuştur, bkz. Sezgin–Çelik 2015, 247.
90 Prof. Dr. M. H. Sayar tarafından 1990 yılında bulunan onurlandırma yazıtında “halk ve şehir meclislerinin Iulios Kynigreinos isimli hemşerilerini onurlandırdığından” bahsetmektedir. Bkz. Sayar 1991, 209 vd.
91 Bouleuterion/Odeon’da daha önceki dönem açığa çıkarılan mezarlar için bkz. Pamir vd. 2022, 416.
92 Tapınak-Bazilika kazılarından kabartmalı bezemeli tuğla kaplama levhaları ele geçmiştir. Bkz. Pamir vd. 2023,160.
93 2013 kazılarında da aynı alanda kazılan mezarlarda Haçlı Dönemi’ne ait sikkeler ele geçmiştir. Sezgin–Çelik 2015, 247.
94 Pamir vd. 2022, 417.
95 Sedeften haçın birebir benzeri Yumuktepe Kazısı’ndan ele geçmiştir. Bkz. Köroğlu 1999, 245.
96 Kilikia Bölgesi’nde birkaç kentte cam üretimi olduğu tespit edilmiştir. Bkz. Erten Yağcı 1999, 178. Bu verilere İssos kenti de eklenmiştir.

#EKLER

Resim 1: Tiyatro Sayısal Yükseklik Haritası (DEM) Mesut Şimşek-H. Onur Tıbıkoğlu
Resim 2: Vaziyet Planı 2022 Kazısı (Harita: Epiphaneia) ekibi
Resim 3: Stoa-Porticos 2022 Kazısı.
Resim 4: Seramik koleksiyonu.
Resim 5: Öğütme taşları ve buğday.
Resim 6: Kuzeydoğu Porticos.
Resim 7: Deneysel Arkeoloji.
Resim 8: Sırlı seramik Naif Sönmez.
Resim 9: Abbasi Mekân.
Resim 10: Kandil koleksiyonu.
Resim 11: Bouleuterion Odeon 3d-H. Onur Tıbıkoğlu.
Resim 12: Epiphaneia Odeon hava foto 2022 Eylül.
Resim 13: Haç motifli tuğla-Naif Sönmez
Resim 14: Takı ve kemer tokaları.
Resim 15: Cam koleksiyonu.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
43. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu
43. KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI
16-20 EKİM 2023 ANKARA